10 Nisan 2016 Pazar

Futbolda Holiganizm ve Taraftar Grupları

Merhaba sevgili okurlarım,
Geçenlerde bir dersim için sunum yapmam gerekiyordu, konu serbest. Düşündüm ne olabilirdi. Tabii ki futbolla bağlantılı bir şey olacaktı. Buldum! Futbolda holiganizm ve taraftar grupları. İçine birazda ultras kültürü oh mis… Yaptığım araştırmaların sonuçlarını ve edindiğim bilgileri sizlerle de paylaşmak istedim. İyi okumalar dilerim.
Futbol tarih boyunca hemen hemen bütün medeniyetlerde benzer biçimlerde boy gösterdikten sonra bugünkü haline en yakın şeklini 17. yüzyılda İngiltere'de almıştır. Ülkemizde futbolun ilk olarak 19. yüzyılın son çeyreğinde oynanmaya başladığı bilinmektedir. Osmanlı döneminde Selanik'te yakılan ilk ateş, zamanla Bornova çayırlarına kadar yayılmıştır.Ülkemizde ilk futbol takımı İngilizler tarafından izmir’de kurulmuştur. Ardından Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe kurulmuştur.
Dünya’da en çok izlenen spor kuşkusuz futboldur. Fransız sosyolog Boniface’e göre; futbol küreselleşmenin nihai aşamasıdır ve dünyada futboldan daha evrensel bir olay bulunmamakta.  Bir spor dalı olarak futbol, aynı zamanda şiddet unsurlarının da sahnelendiği bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Binlerce insanın futbol maçları nedeniyle meydana gelen olaylarda hayatını kaybetmesine ve zarar görmesine neden olmuştur.
Bir zamanlar futbol kaynaklı şiddet olayları sadece bir İngiliz hastalığı olarak yorumlanmış fakat çok geçmeden bu hastalığın bulaşıcı olduğu görülmüştür. Futbol holiganizmi sadece futbolun beşiği İngiltere’de değil Kara Avrupa’sında, Güney Amerika’da, İtalya’da kendini göstermiş ülkemizde ise özellikle son yıllarda üzücü sonuçlar doğurmuştur.

Taraftarlık olgusu ve fanatizm
Futbol endüstrisinin en önemli destekleyici faktörü ise taraftarlık olgusudur.
Bu noktada “fanatiklik” ve “holiganlık” birbirinden ayrılması gereken unsurlardır.
Bir spor faaliyetini doğrudan ya da televizyon gibi medya aracılığıyla izleyen kişiye seyirci; takımına bağlı olan, onu ya da sporcularını takip eden, onlara olumlu duygular besleyen, onları destekleyen ve futbolla ilgili arzularını bu şekilde karşılayan kişiye taraftar denilmektedir. Bir şeye körü körüne bağlı, bağnaz; kazanmak için  her yolu meşru gören, sporun estetiği ve güzelliğiyle ilgilenmeyen ve sadece sonuca bakan, tuttukları takımın renklerini, marşlarını hastalık derecesinde önemseyen vb. davranış özelliklerini gösteren kişiler ise fanatiktir. Holigan davranışı içinde bulunanlar ise, genellikle takımına ölesiye bağlı olan, aynı zamanda, yıkıcı ve şiddet içeren davranışlarda (vandalizm) bulunan fanatiklerdir. Holiganlar, her ne kadar bir takıma bağlı gibi gözükseler de, takımın skoru veya başarısı onlar için pek de önemli değildir. Holiganların amacı, sadece olay çıkartmaktır. Holiganların genelde küçük el işleri ya da düşük sekreterlik işlerini yapan ya da işsiz ve genellikle kökenlerinin işçi sınıfından geldiğini göstermektedir.
Bir zamanlar futbol kaynaklı şiddet olayları sadece bir İngiliz hastalığı olarak yorumlanmış fakat çok geçmeden bu hastalığın bulaşıcı olduğu görülmüştür. Futbol holiganizmi sadece futbolun beşiği İngiltere’de değil Kara Avrupa’sında, Güney Amerika’da, İtalya’da kendini göstermiş ülkemizde ise özellikle son yıllarda üzücü sonuçlar doğurmuştur.

Ultras eşit değildir holiganizm
Modern futbola karşı olan, Paranın futbolu satın almasına karşı çıkan bir oluşum olan Ultras, Güney Amerika ve Avrupa'daki bir çok destekçisiyle güncelliğini ve gücünü koruyarak bugünlere gelmiştir ve hala da devam etmektedir. Aslında içinde bir kural tanımazlık barındırsa da futbolu futbol olduğu için seven, futbolun para öznesiyle bütünleşmesini engellemeye çalışırlar.
Ultra hareketi denilen bu hareket 1950-1960 yılları arasında İtalya'da ortaya çıkmıştır.Bu harekete mensup kişilere ''Ultras'' adı verilmiştir. Ultrasların hayat görüşünü; ''Her Zaman Her Yerde Mümkün Olan En iyi Şekilde Takımı Desteklemek'' sözüyle özetleyebiliriz.
 Futbola ve takımlarına ilgi duyan insanlar ultra grupları kurmuşlar ya da mevcut olan ultra gruplarına üye olmuşlardır. Genel olarak Ultrasların özelliklerini şöyle sıralayabiliriz.

-Genellikle belirli bir politik görüşe sahiptirler. Bu görüş genelde faşizm derecesinde sert milliyetçilik, ''Aşırı sağcılık''tır. Fakat sol görüşe mensup gruplar da vardır. Bunların başında İtalya'nın Livorno taraftarları gelir.
-Utraslar ''Endüstriyel Futbol''  kavramına şiddetle karşı çıkarlar. Bu nedenle bir çok zengin kulüpten de nefret ederler. Bu kulüplerin başında; Barcelona, Real Madrid, Chelsea ve Manchester City gelir.

-Kulüp yöneticileriyle de pek sıcak ilişkileri olduğu söylenemez. Futbol takımını esas kabul ederler. Onun haricindekilere saygı duymazlar. Kulüpten gelen her hangi bir yardımı da kabul etmezler.

-Ultraslar, tribün şovları, koreografiler ve deplasman organizasyonlarından dolayı oluşan giderleri kendi ceplerinden karşılarlar. Her hangi bir destek kabul etmezler. Takımları için, savundukları görüş için şiddete başvurmaktan çekinmezler. Bu durumdan dolayı da polisle araları pek de iyi sayılmaz. İki taraf arasındaki husumetten dolayı ''A.C.A.B'' (All Cops Are Bastards) klişeleşmiş sıkça söylenen bir söz haline gelmiştir.

Dünyadaki en önemli ultras grupları

10.000 üyeye sahip gruplar mevcuttur. Birçok ultras grubuna sahip olan İtalya'nın en meşhur grubu Livornolular kabul edilir.





Commanda Ultra 84


Commando Ultra 84. Marsilya'da kurulmuştur. Fransa'da kendisinden sıkça söz ettiren bir gruptur.

Bad Blue Boys

Bad Blue Boys: Hırvatistan'da kurulmuşlardır. Dinamo Zagreb'i desteklerler.

Grobari





Grobari : Sırbistan'da kurulmuştur. Partizan Belgrad takımını destekleyen gruptur. İsimleri  ''Mezar Kazıcılar'' anlamına gelmektedir. Aşırı sağcı bir görüşe sahiptirler. 


As Roma Ultras



As Roma Ultras: İtalya-Roma'da kurulmuştur. İtalya'nın en etkin gruplarındandır.


Lazio





Riducibili Lazio : İtalya-Lazio'da kurulmuşlardır. İsimlerindeki ''İrriducibili'' ''baş eğmeyen'' anlamına gelmektedir. Roma taraftarıyla arasındaki rekabet bir çok olaya sahne olmuştur. 



Delije: Kızıl Yıldız takımının taraftar grubudur. O kadar meşhur olmuştur ki kulüpten daha çok tanınırlar. Her  Kızıl Yıldız taraftarı bu gruba üyedir, değilse de olmak zorundadır. Olimpiakos'un Gate 7 isimli taraftar grubuyla ''Ortodoks Kardeşliği'' adını verdikleri bir kardeşlik kurmuşlardır.





Ultras kültürü futbola şüphesiz ki bir çok şey katmıştır fakat bunun yanında bir çok şeyi de götürmüştür. Bunların başında şüphesiz ki dostluk ve rakibe saygı vardır. Fakat biz ne dersek diyelim ne anlatırsak anlatalım Ultraslar hep var olmuşlardır ve var olmaya devam edeceklerdir. 

Dünyada holiganizmin sebep olduğu facialar
Futbol tarihindeki ilk ve en dehşet verici şiddet olayları ile karşılaşan İngiltere, bu yüzden futbol holiganizmi ile mücadeleye diğer ülkelerden önce başlamış, tedbirleri erken almak zorunda kalmış ve bu alanda diğer ülkelere öncülük etmiştir.

Bradford Stadı Yangını

Ev sahibi Bradford City, Lincoln City karşısında Football League Third Division (3. Lig) şampiyonluğunu kutlama planı yapmıştır. İlk yarı sona ererken bir taraftar elindeki sigarayı stadyum sıralarının altına düşürmesi sebebiyle sıraların altındaki yığın bir anda alev aldı. 5 dakika içinde stadyumun bir kısmının alevler içinde kalması ve taraftarların canlarını kurtarma telaşı nedeniyle yangın 56 kişinin ölümüne 265 kişinin yaralanmasına sebep oldu.












Heysel Faciası
29 Mayıs 1985 günü Brüksel’de  Juventus ve Liverpool arasında oynanacak Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası final maçının başlamasından önce,  Liverpool taraftarlarının İtalyanlara saldırması ve çıkan panik sonucu bir duvarın çökmesi ve taraftarların tel örgülere sıkışması sebebiyle 38 İtalyan taraftar ve 1 Belçikalının öldüğü olaylar. Olaylarda 900 kişi yaralanmıştır.
Olaylar nedeniyle Avrupa Futbol Federasyonları Birliği'nin (UEFA), Liverpool'a vereceği cezayı az bulan Thatcher, "Bu hayvanların cezasını ben vereceğim" demiş ve ülkesinin Avrupa kupalarından 5 yıl men edilmesini göze almıştı. Olaydan 2 gün sonra Thatcher, Liverpool'un Avrupa kupalarından süresiz men edilmesini istemiş, UEFA ise bu cezayı 5 yıla düşürmüştü. İngiliz Başbakan, UEFA 5 yıllık men cezasını da uygulamazsa, İngiltere'nin, Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) ve UEFA'ya üyeliğini fesh edeceğini belirtmişti.



Thatcher'ın, "Önce holiganizmi kendi içimizden temizlememiz gerekiyor. Bunda başarılı olursak, gelecekte bir gün belki yeniden Avrupa kupalarına katılabiliriz" cümlesi, Ada futbolunda gerçekleşen temizlik operasyonunun başlangıcı olarak kabul ediliyor. "Ortaçağ arenası"na dönen statları yeniden bir oyun alanına, "gladyatör"lere dönüşen seyircileri ise "tiyatro seyircisi" haline getiren Thatcher, aldırdığı önlemler ve çıkardığı yasalarla İngiliz futboluna yeniden saygınlık kazandırdı.


Hıllsbrough Faciası

 15 Nisan 1989'da, Sheffield şehrinin takımı olan Sheffield Wednesday'in sahası Hillsborough Stadyumu'nda gerçekleşen kaza. Bu olayda tamamı Liverpool taraftarı olan 96 seyirci ezilerek ölmüş, 766 kişi ise yaralanmıştır. Olay, İngiltere ve dünya futbolunun en ölümcül ve en kötü kazasıdır.
Sheffield Wednesday'in Hillsborough Stadyumu'nun "Lepping Lane tribünü", maç başlamış olduğu halde stadyuma giriş yapamamış. Liverpool taraftarlarının kapıya hücum etmesiyle başlamış. Kapıya hücum eden taraftarlar ezilme tehlikesi yaşayınca, duruma müdahale etme gereği duyan polis, turnikesi olmayan girişleri de açarak insanları stadyuma almaya çalıştı. Önceden girmiş olan ve öne doğru baskı yiyen bazı taraftarlar balkonlardan aşağı düşmeye, alt taraftakiler ise sahayı bölen kafeslere sıkışarak ezilmeye başladılar. İnsanların feryatlar içinde sahaya girmesiyle durumu anlayan hakem maçı durdurdu ve görevliler hızla yardıma koşmaya başladı. Olay sonucunda 96 ölü, 766 yaralı ortaya çıktı. Liverpool ile sürekli rekabet içerisinde olan Evertonlılar, olay sonrasında oynanan ilk Liverpool maçında, Liverpoollu taraftarlarla beraber maçı seyrettiler.

Hillsborough faciasından sonra Lord Taylor’un hazırladığı raporlar çerçevesinde İngiltere, Sanayi Devriminden sonra Futbol Devrimini de gerçekleştirmiş, alınan tedbirler yapılan uygulamalar ve futbola özgü çıkarılan kanunları ile Futbol Holiganizminin üstesinden gelmiş, yeşil sahalardaki şiddet olaylarını en alt seviyeye indirerek futbolu gerçek bir eğlence sektörüne dönüştürmüştür. Futbol dünyasında yapılanlara kısa başlıklar altında bakacak olursak:
1-         Futbol statlarının modernizasyonu gerçekleştirilerek, bütün statlar koltuklu hale getirilmiş, tel örgüler kaldırılmış, catering, tuvalet ve diğer servisler geliştirilerek stadyumlar eğlence merkezi haline dönüştürülmüştür. Ayrıca, statların içi ve çevresi kameralarla donatılarak güvenlik için alınan tedbirler artırılmıştır. Böylelikle, ülkede futbola bakış açısında değişiklikler yaşanmış futbol sadece işçi sınıfı ve düşük gelir grubundaki insanların oyunu olmaktan çıkarılmış, orta sınıfın ve ailelerinde ilgisi çekilerek futbol bir endüstri haline getirilmiştir
2-          Polisin futbol seyircisine karşı uyguladığı metotlarında değişikliğe gidilmiş, sert ve katı tutumun yerini pozitif yaklaşım almış, Ayrıca Ulusal İstihbarat Servisine bağlı olarak Futbol İstihbarat Örgütü oluşturulmuş, sivil polisler holiganların arasına girerek onlarla aynı hayatı paylaşmış ve toplanan veriler ışığında ülke içi ve dışında oluşabilecek birçok olaya önceden müdahale edilmiştir
     3-  Sportif olaylar sırasında alkol tüketimini kontrol altında tutmayı amaçlayan bu kanun ile stat çevresinde alkol satışı ve izleyicilerin stada alkol sokmaları yasaklanmış, sarhoş taraftarların stada girmeleri engellenmiştir.
        4-   Futbol Seyircileri Kanunu, mahkemelere futbolla ilgili şiddet olaylarına karışan kimselere İngiliz takımlarının ülke dışında oynadığı maçlar sırasında İngiltere’den çıkış yasağı koyma ve bu kişilere maç tarihinde belirlenmiş polis istasyonlarında bulunma zorunluluğu getirebilme yetkisi vermiştir
        5-    Futbol Seyircileri Kanunu, mahkemelere futbolla ilgili şiddet olaylarına karışan kimselere İngiliz takımlarının ülke dışında oynadığı maçlar sırasında İngiltere’den çıkış yasağı koyma ve bu kişilere maç tarihinde belirlenmiş polis istasyonlarında bulunma zorunluluğu getirebilme yetkisi vermiştir.
6-    Gerçektende yıllar içerisinde mahkemeler tarafında uygulanan futbol maçlarından men cezalarının sayısı arttıkça, meydana gelen şiddet olayların da önemli ölçüde bir düşüş meydana gelmiştir. İngiltere de ülke içindeki şiddet olayları yok denecek kadar azalmış, özellikle 2000 tarihinden sonraki uluslararası turnuvalarda kötü nam sahibi İngiliz Holiganları büyük olaylara karışmamışlardır. 

Türkiye’de çok fazla holiganizm olayı görülmese de 1967 Kayserispor- Sivasspor maçında yaşanmıştır. 17 Eylül 1967 yılında Kayserispor Stadyumu’nda çıkan olaylarda 43 kişi ölmüş. 600 kişi yaralanmıştır. Kayserispor taraftarlarının Sivasspor taraftarlarının üzerine yürümeye başlamasıyla çıkan panikte 43 kişi ezilme ve havasızlık sonucu hayatını kaybetmiştir. Olayların Sivas‘ta yayılması sonucu Sivas'ta yaşayan pek çok Kayserilinin  işyeri saldırıya uğramıştır. Çıkan olaylar nedeniyle iki takıma da 17 maç saha kapama cezası verilirken takımların 5 yıl boyunca aynı gruplarda futbol oynamaması kararı alınmıştır. 















İngiliz holiganlar genellikle genç ve işçi sınıfı mensupları olup erkeklik kimliklerini ortaya koymak ve kargaşa çıkarmaktan haz duydukları için şiddete başvurmaktadırlar. Türkiye’de ise eğitim ve gelir seviyesi düşük kişilerin yanında sosyal seviyesi yüksek, VİP tribünü izleyicileri, kulüp yöneticileri, siyasi yetkililer ve milletvekilleri dahi değişik boyutları ve yönleriyle futbol holiganizminin içerisinde bulunmaktadırlar. O kadar ki, maç sırasında hakeme su şişesi fırlatan daha sonrada tartaklayan bir milletvekili kendini ben Denizli Sporun holiganıyım, takımımın haklarını korurum şeklinde savunabilmektedir. 

Ülkemizde futbol sahalarında görülen şiddetin başlıca sebeplerine gelince; 

Ekonomik ve sosyal hayattaki sorunlar, yerleşmiş spor kültürü eksikliği, mafyanın etkisi, stadyumların yetersizliği, etkisiz güvenlik önlemleri ve polisin tutumu, teknik direktörlerin, futbolcuların sorumluluğu, futbol federasyonu ve MHK, hakemler, kulüp yöneticileri ve medya olarak özetleyebiliriz.

Okuduğum bölüm gereği algıda seçicilik yaparak tüm bu konular arasından medyanın holiganizme nasıl çanak tuttuğunu araştırdığımda oldukça şaşırdım. Yakın tarihte çok fazla olmasada geçmiş zamanlarda halkı kışkırtma ve galeyana getirmenin bir numarasında medyanın olduğunu gördüm. Şimdi sizlere bunlardan bir kaç örnek vermek istiyorum.







İnsanların bıçaklanmalarıyla, ölümleriyle sahada ki skoru bir tutan bir anlayış... Söylenecek fazla söz yok sanırım.












Her konuda geri olan bir ülkenin futbol konusunda da geri de olması gayet normal.. 
Bütün sorunlarımızı çözdüğümüz zaman spor ve futbol konusuna da kökünden çözeceğimizi umuyorum. 
İyi haftalar dilerim.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder