17 Mayıs 2016 Salı

Eskişehirspor Tribün Kültürü


Futbolla ilgilenen insanlar genelde bilirler. Anadolu kulüpleri biridir Eskişehirspor triübünleri. Yaptıkları el emeği pankartlar, deplasmanlara giden binlerce otobüs ve deplasman trenleriyle farklıdır taraftar grupları. Bugün size Eskişehir'de tribün kültürünü anlatacağım.


Bir başkadır Eskişehir. İnsanıyla, şehirdeki güzellikleriyle, taraftarıyla bambaşkadır. Maç günleri başka yaşanır bu şehirde. Bütün şehir siyah-kırmızı boyanır. Esnaf bayraklarını asar. Tramvayda Es-Es e başarılar yazar. İnsanları siyah-kırmızı giyinir. Taraftar günler öncesinden pankartlarını boyar. Sabah stada yerleştirir, hazır şekilde bekler maç saatini. Maç saati şehirde hayat durur. Maç bitiminde şehir yeniden canlanır.
Bir başkadır Eskişehirspor taraftarı. Anadolu’nun yıkılmayan kalesidir. Eskişehir’de Eskişehirspor’dan başka takım tutulmaz. Babadan oğula bir mirastır Eskişehirspor sevgisi. İstanbul takımlarına tepkidir. Bu şehirde  “Bizans” derler İstanbul takımlarına ve başka takım formasıyla dolaşmak zordur. Eskişehirspor taraftarı  İstanbul takımlarının maçları olduğu gece,  şehirde “Anti-Bizans’a” çıkar. Gördükleri atkıları alırlar, kimi zaman forma çıkarttırırlar. Başka bir takımın şampiyonluğu kutlanmaz şehirde.

Eskişehir tribünleri de en az Eskişehirspor kadar önemlidir. 2013-2014 sezonunda Lig Tv  tarafından yılın en iyi tribünü seçilir. Eskişehirspor stadında,  açıkta ALTES, kapalıda NEFER  tribünü vardır.Bu gruplar Eskişehirspor’a gönül vermiş kişiler tarafından kurulur. İsimlerinin anlamı, manifestoları ve genç oluşumları vardır.  Tribündeki herkes meslek sahibidir. Hepsinin ortak noktası ise Eskişehirspor’dur. 

Diğer takımlara emek verenlere de saygılılar, hatta onlara “tribün emekçisi” diyorlar. Tek istedikleri herkesin kendi doğduğu şehrin takımını tutması. Aksi halde insanların şehirlerine ihanet ettiğini düşünüyorlar. Birazda bu yüzden tepkililer İstanbul takımlarına.

Tribünler maçtan yarım saat önce dolar. Statta Mithat Körler’in Eskişehirspor için söylediği Eskişehirspor marşı son ses çalar. Taraftar maçın havasına iyice girer. Eskişehirspor tribünlerini diğer tribünlerden ayıran en büyük özellikleri ise bandosudur. Es es bando her maç öncesi açık tribünün ortasında yerini alır. Maç boyunca besteleri çalar. Takım tam sahaya çıkarken isimler okunmadan önce statta bir sessizlik olur. Bütün tribün çömelir, bando Espana’ya giriş yapar. Herkes oley sesleriyle ayağa kalkar ve atkı sallar. Espana’nın yavaş çalındığı anlarda bu tekrarlanır. Hızlandığı anda ise bütün stat coşkuyla zıplar ve atkı şova başlar. O an ki görsel şölen görülmeye değer. Maçın ortasında ışık şovları başlar. Stat bir anda aydınlanır. Eskişehirspor tribünleriyle maç izlemek 90 dakika boyunca görsel şölen yaşamak demek, bir de bando eklenince oluşan ambiyansı kelimelerle anlatmak imkansız. 6222 Sporda şiddet yasasının yürürlüğe girmesinin ardından statlarda meşale yakılmasının yasaklanması üzerine kareo es es’in tepki kareografisi bunun üzerine olur. Maç başladığında açık tribünden üzerinde trol olan kocaman bir pankart inmeye başlar. Etrafında delikler vardır. Baştan kimse anlamaz deliklerin ne olduğunu. Bir anda meşaleler yanmaya başlar deliklerden. Tabi pankart altında olduğu için kimse tanınmaz ve ceza almaz. Böyle ince esprileri vardır Eskişehirspor taraftarının

Kupa değil, arma sevdalısıdır Eskişehirsporlular. Skor ne olursa olsun 90 dakika hiç susmadan, oturmadan,yorulmadan desteklerler takımlarını. Maç sonunda sonuç ne olursa olsun, futbolcularını alkışlar ve stattan öyle ayrılırlar. Takımlarının üçüncü ligde  18.000 kişiye maç oynamasıyla gurur duyarlar. Takımın kaçıncı ligde olduğunun, hangi takımla oynadığının önemi yoktur onlar için. Deplasmanda asla yalnız bırakmazlar takımlarını. Değişik bir taraftar grubudur Eskişehirspor. Deplasmanlara genelde otobüsle gidilir. Eskişehirsporlular İzmir’de oynanacak Türkiye Kupası maçına iki tren doldurur ve trenle gider. Bir çoğu iş yeriyle anlaşmış iznini maç günü kullanır. Hatta gerekirse istifa edenleri vardır bu şehirde. Birde bütün bu emeklerin üstüne deplasman yollarında yaşananlar. Deplasmanlara giderken neler çekilir onlardan dinlemek lazım….

Tribünlerin en büyük şansı Bando Es-es’tir. Kendi bestelerinin yanı sıra, taraftarın yaptığı besteleride çalar Bando Es-es. Eskişehirspor taraftarının bir sürü bestesi vardır. Yeni beste yapıldığında besteler sosyal ağlar, telefon,  internet üzerinden taraftara ulaşır. Maça herkes yeni besteyi bilerek gelir. Eskişehirspor taraftarının en güçlü olduğu takımı en iyi desteklediği an açık ve kapalı tribünün karşılıklı tezahüratlar yaptığı andır. O an stattaki atmosfer futbolculara moral verir. Tribüne giden kişiler, karşılıklı tezahüratlar yaptıkları an’a “tribün yapmak” der. Goller tribünün en iyi yapıldığı anda gelir genelde. Eskişehirspor’un iç saha da en büyük şansı tribünlerdir. Müthiş bir coşkuyla destek verir, takımlarına.

Düşüncelidir Eskişehirspor taraftarı. İsimleri sadece Türkiye de duyulmaz.İngiltere Kraliçesi Elizabet’ten, Rus Astronot Neil Armstorg’a kadar bilinir. Eskişehirspor tribünlerinden bahsedip, Orhan Erpek nam-ı diğer Amigo Orhan’dan bahsetmemek olmaz. Amigo Orhan Eskişehirspor’un ilk kurulduğu yıllarda tribünlerin başına geçer. Türkiye'de ilk ve tek amigodur o zamanlar. Orhan beyfendiliğiyle tanınır. Maçlar da küfür etmez ettirmez. Amigo sözcüğü de gerçek anlamında kullanılır: dost, arkadaş.. yâni: dost Orhan'dır aslında... Eskişehir taraftarının dostu.. O zamanlar Galatasaray ve Fenerbahçe takımlarında tribün kültürü yoktur. Seyirci sadece gol diye bağırır. Bir tek Eskişehirspor’un ünlü tezahüratı vardır o zamanlar es es es ki ki ki es-ki es-ki es... 1960’lı yıllarda ilk tezahüratlar yine Eskişehirspor’dan gelir. “Siyah kırmızı, anadolu yıldızı” “istanbul'da paşabahçe, sıra sende Fenerbahçe” gibi… Maçtan önce Orhan sahaya çıkar, kollarını önce iki yana açıp, bütün tribünlere söyle bir baktıktan sonra, yavaş yavaş dizlerini kırıp, çömelmeye başlar. Ellerini yumruk yapar. Sol dizi tam yere değmek üzereyken, birden kollarını açarak havaya fırlar. Onun bu fırlayışı ile birlikte, stadı dolduran 20 000 kişi başlar bağırmaya.Orhan’ın sağ elini, sert hareketlerle sağa sola sallamasıyla, korosu da tempoyu değiştirir. Bütün stad ‘Es es es Ki ki ki Es ki es ki es’ sesleriyle inler. Hatta Amigo Orhan o zamanlar Fenerbahçe’den transfer teklifi alır fakat bu teklifi kabul etmez. Bir de NASA’dan gelen teşekkür mektubu vardır Orhan’ın.

Gönderen: NASA "Dünyanın en büyük orkestrasını yöneten Eskişehirspor Amigosu Orhan'a. Komutan Neil Armstorg, kumanda modülü pilotu Michael Collins ve Ay modülü pilotu Edward Aldrin'in imzalarını taşıyan mektupta şöyle denilmektedir.
" Sayın Bay Amigo Orhan... Es Es'li amigolar ve Amigo Orhan. Milli gayemiz olan Ay'a muvaffakiyet dolu iniş ve dönüşümüze hissedar olmanızdan dolayı çok müteşekkiriz. İnanıyoruz ki cihanşümul keyfimiz beşeriyet için büyük faydalar sağlayacaktır. Bu başarımızda sizlerin iyi dilekleri ve cesaret verici destekleri ve duaları bizleri ayakta tutmuştur. Mütevazı teşekkürlerimizi sunarken bütün Es Es taraftarlarına başarılar dileriz.

Eskişehirspor takımın oyuncularından Necdet Yıldırım, bağırsak kanserine yakalanır. Tedavi için Londra'ya gönderilir. Necdet, Londra'da bulunduğu sıralarda Eskişehirspor taraftarları da boş durmaz. Türk futbol tarihinde eşi benzeri olmayan bir incelikle futbolcularına sahip çıkar. "Patikçi" Kadir Göncü şöyle anlatıyor:
 "Necdet'imiz daha iyi tedavi olur düşüncesiyle İngitere'ye gönderildi. Kalbimiz onunlaydı ve hiçbirimizin aklından çıkmıyordu. Bir gün İstanbul'da maçımız var. Biz yine bütün işimizi gücümüzü bıraktık ve deplasmana koştuk. Maçtan önce her zamanki gibi Çiçek Pasajı'na oturup kafaları çekiyoruz. Ayı Yusuf dediğimiz merhum Yusuf Bayraktar birden bir fikir ortaya attı. "Bizim Necdet orada tek başına, yaban ellerde. Onun için ne yapalım da yanında olduğumuzu hissetsin." Aramızdaki beyin fırtınasının  ardından Necdet'e güzel bir jest yapmaya karar verdik. Beyoğlu'nda o zamanlar Sabuncakis diye meşhur bir çiçekçi var. Adam adrese teslim garantili iş yapıyor daha o yıllarda. Çiçek Pasajı'nda herkesten para topladık, Necdet'e çiçek göndereceğiz. Derken Ayı Yusuf yine inceliğini gösterdi "Yahu İngiltere Kraliçesi Elizabeth'e de bir çiçek gönderelim, yanına da bir not yazalım gitsin Necdet'i ziyaret etsin, çocuk sevinir" dedi. Nasıl olsa çiçeklerin kesin gideceğine eminiz.

Çiçek yerine ulaşır, Kraliçe Elizabeth'in teşekkür mektubu da Es Es taraftarlarına. Kraliçe'nin özel sekreteri Margaret Hay'in gönderdiği teşekkür mektubu şöyledir: "İngiltere Kraliçesi göndermiş olduğunuz kırmızı güllere teşekkür için beni görevlendirdi. Kraliçe bu fevkalade çiçeklerin kendisini çok memnun ettiğini bildirdi. Siz Eskişehirsporlular' a Necdet Yıldırım'ın hastalığının iyiye doğru gittiğini memnuniyetle duyuruyoruz."

Neşeli olduğu kadar, vefalıdır Eskişehirspor tribünleri. Sinan Alağaç ve Ediz Bahtiyaroğlu. .. İkisi de 20’li yaşlarında Eskişehirspor forması giyerken hayata gözlerini yumar. Taraftar bunun üzerine “Tükenmiş Nefeslere” adlı besteyi yapar. 2 sene önce ölen Ediz için “Kanatlanıp uçtuğun  yerde Bahtiyar ol” pankartı yapılır. Maç esnasında Ediz’in 2 numaralı forması, tribünden inmeye başlar. Sağ ve sol yanından da iki kanat iner. “ Kalplerden Cennete” belgeseli çekilir, pankartın yapılışını anlatan.Vefalıdır Eskişehirspor taraftarı, unutmaz göçüp gideni.

Tribün yalnızca maça gidip golleri alkışlayan taraftar değildir. Tribün bir ruhtur. Ne hatırlamaktan, ne ümit etmekten asla yorulmaz. Tıpkı es-es taraftarının Sinan’ı ve Ediz’i anmaktan, şampiyonluğu hayal etmekten yorulmadığı gibi.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder